Abstract:
Bu çalışmada, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği ve karşı karşıya bulunduğu tehdit ve tehlikelere kısaca
değinilmiştir. Biyoekolojik açıdan kıtasal özelliklere sahip olan Türkiye’de 11 707 bitki taksonu
bulunmakta ve bu sayının da üçte biri sadece Türkiye’de doğal popülasyon oluşturan bitki türlerinden
oluşmaktadır. Köyceğiz’deki sığla ormanı(Liquidambar orientalis), bir orman ağacı olarak endemik bir
bitki türünün orman olarak bir yapılanma oluşturması örneği, dünyada çok nadir örneklerdendir.
Hayvan grupları açısından da kıtasal özellikler gösterir. Omurgasız hayvan gruplarının tamamının
henüz belirlenemediği Türkiye’de, yaklaşık omurgasız hayvan türü sayısını 70-80 bin olarak verebiliriz.
Omurgalı hayvan grubunda ise en fazla türle temsil edilen balıkları tür sayısı 928’dir. Türkiye’de 39 çift
yaşamlı; 124 sürüngen ve 170 memeli türü betimlenmiştir. Ayrıca Anadolu’da betimlenen 525 kuş türü
sayısı Rusya hariç diğer Avrupa ülkelerinden daha fazladır. Bu kuş türlerinin 70 ‘ine sadece rastlantı
ile en fazla iki kez rastlandığı görülmüştür. Bu sayı çıkarılırsa Türkiye’de sık rastlanabilecek kuş türü
sayısı 455 olarak ortaya çıkmaktadır. Bu denli zengin biyoçeşitliliğe sahip olan Türkiye’de bu biyolojik
elemanların önemli bir bölümü çevresel bozulmalarla tehdit altına girmiştir. Sulak alan, ormanlık bölge,
terrestrik alanların bozulması, çölleşme tehdidi, özellikle erozyonun olumsuz etkileri ve çeşitli gazların
salımı ile ortaya çıkan iklim değişimine neden olan bozucu etmenlerle tehdit altına girmekle karşı
karşıyadır. Bu olumsuzluklara engel olunması amacıyla çevre eğitimi, kent müzelerinin rolü ile çevre
bilinci oluşturmanın önemi de ortaya konmaya çalışılmıştır.